Yazdır
Kategori: sonsuzluk için fiziksellik (10. bölüm)
Gösterim: 722

Kutsal Kitabın, özellikle beden, dünya, ruhsal armağanlar ve dua olmak üzere çeşitli alanlara bakışı Platonik düşünce ile ilişkisi bazında incelenmeye değerdir. Kutsal Kitabın bedene bakışı Platonik bakıştan oldukça farklıdır. Tanrı kendi fiziksel yaratığını çok iyi diye tanımlamıştır. Fiziksel doğamız, insan olarak bizlerin yapımızın bir parçasıdır. Vücudumuz Tanrı tarafından yaratıldığından zevk alınmak içindir. Solomon'un Şarkısında'ki cinselliğin kutlanmasını ele alın. Tanrı'yı bedenlerimizle onurlandırmak (1 Korintliler 6:20) ve bedenlerimizi Tanrı'ya yaşayan kurbanlar olarak feda etmeye için (Romalılar 12:1-2) çağrıldık. Pavlus burada beden terimini, bir anlamda "günahkâr doğamızı" kastederek bedenden negatif bir anlamda bahsetmesi gibi tüm "benliğe" referans olarak pozitif bir anlamda, kullanmıştır.

Neo-Platonizm

Yunan felsefesinin son devresi (Plotinus belirlemiştir), ilk kilise düşünürlerini büyük ölçüde etkilemiştir, özellikle Origen'i ve Agustin'i. Neo-Platonistler herşeyin yüceltilmiş prensibe sahip Bir'den doğup (akıp), arınma sürecinden geçerek tekrar Bir'e dönmeye mahkum edilmiş olduğu öğrettiler.

Tanrı'nın bedene verdiği büyük önem en iyi fiziksel dirilişle gösterilir. Sonsuza dek fiziksel olacağız. Yüzeysel olarak bakıldığında Platonik olarak görülmeye en yakın bölüm bile gerçekte Platonik düşünceye çok terstir (2 Korintliler 5:1-5).

Biliyoruz ki, içinde yaşadığımız bu dünyasal çadır yıkılırsa, göklerde Tanrı'nın bize sağladığı bir konut, elle yapılmamış ve sonsuza dek kalacak evimiz vardır. Şimdiyse göksel evimizi giyinmeyi özleyerek inliyoruz. Onu giyinirsek çıplak kalmayız. Dünyasal çadırda yaşayan bizler ağır bir yük altında inliyoruz. Asıl istediğimiz soyunmak değil, giyinmektir. Öyle ki ölümlü olan, yaşam tarafından yutulsun. İşte bizi tam bu amaç için hazırlamış ve bize güvence olarak Ruh'u vermiş olan Tanrı'dır.

Bu bölümde Pavlus bu hayattan ve ölümlülüğe mahkûm olan bu bedenden kurtulmayı ne kadar arzuladığını söylemektedir. Dünyasal çadırda yaşayan bizler ağır bir yük altında inliyoruz. Asıl istediğimiz soyunmak değil, giyinmektir. Öyle ki ölümlü olan, yaşam tarafından yutulsun. Pavlus daha az fiziksel olan bir deneyime değil daha iyi bir fiziksel deneyime özlem duymaktadır-hastalık ve çürüme ile bozulmamış olan bir deneyime.

 Aslında Pavlus, Kutsal Ruh'un bize bu bedensel dirilişin bir garantisi olarak verildiğini de eklemektedir. Ruhsal olmamaktan veya ruhsallıkla hiçbir ilgisi olmamaktan uzak olarak bedenin Tanrı için o kadar üstün bir önemi vardır ki bizim herzaman fiziksel olacağımızı temin etmek için bize Ruh verilmiştir. Gelecekteki fiziksel hayatımız üzerine aynı güçlü vurguyu, evlat edinilmemizi bedenlerimizin geri kazanılışına eşit tuttuğu Romalılar 8:23'te de yapmıştır. Dolayısıyla tüm dünyevi işlerden kopmanın Hristiyanlıkta hiçbir yeri yoktur.